07 Kasım 2019

Kâinatta hiçbir şey boşuna yaratılmadı. Kâinat, ilâhî sır ve hikmetlerin gönül gözüyle okunacağı bir tefekkür kitabı… Onu okuyabilmek ise kalbin inkişâfına bağlı.

Meselâ bu inkişâfı gerçekleştiren bir kul, bahar mevsimine erdiğinde; o açan çiçekleri, toprağın bereketini, pınarların, derelerin, nehirlerin coşarak akışını seyrettiği zaman, bu manzaradan kendine hisse çıkarır ve; “Ben de bu coşkuyla kendimi daha fazla varlık gâyeme, yani Allah yolunda hizmet, gayret ve ibadete adamalıyım…” diye düşünür.

Bir hazan mevsimini görünce, yine oradan kendine hisse çıkarır: Sararıp dökülen yapraklar, ona tükenen ömrünü hatırlatır. Rüzgârda nazlı nazlı salınan selvilerin kendisine ötelerden el salladığını, ağır ağır ufka süzülen Güneş’in, bir gurûb vaktinin habercisi olduğunu düşünür. Yine bu ilâhî mesajların idrâki içinde; fırsat kaçmadan; ibadetini, tâatini, cömertlik ve fedakârlığını artırmaya gayret eder…