06 Mayıs 2017

Anadan doğma âmâ olan bir kişi, gözleri birdenbire açılsa ne kadar dehşete kapılır. Şöyle bir baktığında; denizlere, ağaçlara, uçan kuşlara ne kadar hayret eder. Zira hiç görmediği şeyler… «Rabbim ne güzel yaratmış!» der, ilâhî sanata hayran olur.

Bu güzelliklerin her gün binlercesi ile karşılaşan insanoğlu, çoğu kez bunların farkına varmadan, derin tefekkür ve tahassüs iklimine yol bulamadan, tıpkı bereketli Nisan yağmurları üzerinden akıp gittiği hâlde ondan hiçbir nasîb alamayan sert kayalar misâli, oradan gafletle gelip geçer.

Gören, duyan ve hisseden kalpler ise, bu kâinatta ilâhî kudret ve azamet tecellîlerinden başka bir şey görmezler. Bu âlemde güllerle, sümbüllerle, bülbüllerle konuşamayan, onların hâl lisanından anlamayan gâfillere ne yazık! Bu gâfillerin hâli, define üzerinde yaşayıp da aç ölen bedbahtların durumundan farksızdır.05 Mayıs 2017