04 Temmuz 2016

Binbir rahmetiyle bizleri kuşatan Ramazân-ı Şerîf, iç muhâsebe bakımından en güzel fırsat mevsimidir. İçinde barındırdığı mübârek gün ve gecelerinin çokluğu ve feyzi dolayısıyla, mânevî bir eğitim ayıdır. Cennet kazancının en kârlı zamanıdır.

Eğer Rabbimiz’in bize lûtfettiği Ramazân-ı Şerîf gibi mânevî hazinelerin kıymetini bilirsek, yani o mübârek zamanları sâlih amellerle tezyin ederek, amel defterlerimize kaydettirebilirsek, o takdirde gerçek bayram saâdetine kavuşabiliriz.

Ramazan rûhâniyetiyle yaşanan bir hayatın neticesinde gelen “son nefes” bir bayram olur, kabrimiz bayram olur, mahşer ve âhiret bayram olur…