02 Aralık 2016

Asr-ı saâdette, stresli, bunalımlı kimse yoktu. O devirde psikiyatrik rahatsızlıklar mevcut değildi. Çünkü sahâbî her türlü sıkıntı karşısında; secdelerle Rabbine ilticâ ediyordu. “Ben sahipsiz değilim, benim bir Rabbim var!” diyerek Yaratan’ına sığınıyordu. Her tesellîyi Cenâb-ı Hak’ta buluyordu…