Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün:
“–Nefsim kudret elinde bulunan Allâh’a yemin ederim ki, birbirinize merhamet etmediğiniz müddetçe Cennetʼe giremezsiniz.” buyurmuşlardı. Ashâb-ı kirâm:
“–Yâ Rasûlâllah! Hepimiz merhametliyiz.” dediler.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–(Benim kastettiğim) merhamet, sizin anladığınız şekilde yalnızca birbirinize olan merhamet değildir. Bilâkis bütün mahlûkâta şâmil olan merhamettir, (evet) bütün mahlûkâta şâmil merhamet!..” buyurdular. (Hâkim, IV, 185/7310)
Mevlânâ Hazretleri de der ki:
“Şefkat ve merhamette Güneş gibi ol!”
Güneş, nasıl ki yeryüzündeki bütün mahlûkâta ışık, sıcaklık ve gıda vesîlesi olup, en kuytu yerlere kadar ulaşıyorsa; bir mü’minin gönlü de, şefkat ve merhamette; şâmil, engin, geniş ve yüce ufuklara sahip olmalıdır.